Cuma, Aralık 25, 2009

"variable interval"

'insanın doğma sebebi'. Bu metni okuyan kişi, sen doğduğun zaman hatta daha özde; sen ana rahmine düştüğün zaman, bir amaca hizmet için oluştu ya bu oluş….işte bu gizli kapaklı, tepeden tırnağa merakta bırakıp, bilinmezliği ile cezbedip, ardından tüm bu acizlik hissine rağmen tanımsız bir zevki zerk edip "var olmak ne müthiş bir şey" dedirtiyor ya, sinir mi olsa insan, rahatsız mı yoksa mutlu mu olsa bilemiyorum.

hayatın kendisi, her unsuruyla bir düzen(variable interval). Düzen derken; üç kağıtçı bir düzen bu. Arala o perdeyi, çık çıkabiliyorsan o kafesten.

İnsan bu tezgah içerisinde hem hayatın kendisi ile hem kendi hayatı ile bu sistem içinde debelenip duruyor, sırf o kafesi görmesi zorlaşsın, o perdeyi her varolan farkedemesin diye. Her adım neredeyse bu düzene hizmet eder vaziyette

mesela...

bu satıra kadar takip etmiş olan gözün sahibi, ben de senin gibi "doğdum", bunu unutmayalım. Sen ne yapıp ediyorsan, ben ne yapıp ediyorsam fena halde aynı olduğumuzun kanıtı, aynı işin işcisi olduğumuzun bir göstergesi bunlar. Sen mesela ne yapacaksan 27 Aralık ta örneğin, benim yaptığımdan hiçbir farkı olmayacak.

Hz. İsa ile Hitler arasında ne fark vardı ki yapıp etme ırgatlığı düşünüldüğünde...

Dağılmasın mesele. Ana rahmine düştün mü sen, işte o hal ve durum, ana rahmine düştüğün anın 1 sn. öncesi örneğin, 1 sn. sonrası...bunlar benim "iyi ki insanım" diyebildiğim inci tanelerim. Ben bu düzenin, bu tezgahın, bu sahnenin ve bu oyunun aşığıyım. Bundan daha güzelini görmedim henüz.